Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) yönelik iddiaları nedeniyle CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında soruşturma başlatmak için Adalet Bakanlığından izin talebinde bulunmuştu.
Başsavcılıktan yapılan açıklamada, “Parlamenterler Bürosunca soruşturma başlatılan 28. Dönem Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu hakkında, ‘devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama suçu’ yönünden tanzim olunan soruşturma izin talebi Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.” denilmişti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gaziantep Valiliği ziyareti sonrasında, Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik iddiaları nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında Adalet Bakanlığından soruşturma izni istemesiyle ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Konunun Türkiye gündemini işgal ettiğini belirten Tunç, şöyle konuştu:
“Burada bahsettiğimiz milletvekilinin ordumuza yönelik ifadelerini kabul etmek, hoş karşılamak mümkün değildir. Ordumuzu karalayıcı, milletimizi rahatsız eden, Mehmetçiğimizi rahatsız eden, canı pahasına bu ülkenin bütünlüğü, birliği ve beraberliği için, ülke sınırlarımızı koruyan, güvenliğimizi sağlayan Mehmetçiklerimize bu cümlelerle hakaret etmek elbette ki tepkiyle karşılanır. Cumhuriyet Başsavcılığımız soruşturma başlattı. Soruşturma tabi ki 301. maddenin 4. fıkrası gereği Türk Ceza Kanunu’nda Adalet Bakanlığının iznine tabi. İzin konusuyla ilgili dosya geldi ve izin verildi.”
Bakan Tunç, fezlekenin tamamlandıktan sonra TBMM’ye iletilmek üzere Cumhurbaşkanlığına gönderileceğini, fezlekenin Meclise ulaşmasının ardından da takdirin TBMM Genel Kurulunda olduğunu kaydetti.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TV100’de yayınlanan bir programa telefonla bağlanarak “TSK’nın yaptığı her şey, eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız. TSK değil mi 12 Eylül’de darbe yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan, köyleri yakan… Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen… Biz eleştirel yaklaşırız. Soru sorarız, doğru olup olmadığını sorarız, TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız. 40 yılda her şeyi doğru yapsaydı Türkiye bu durumda olmazdı. AİHM kararı orada, 15 tane köylü, kim attı? Bu kadar köyü yaktı? Daha yeni Roboski Uludere oldu… Sizler de eleştirel yaklaşamadığınız için Türkiye bu noktaya geldi” ifadelerini kullanmıştı.