Teklifle, İcra ve İflas Kanunu’nda kanun yoluna başvuru süreleri hafta olarak belirlendiği için buna uyum sağlanması amacıyla Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki benzer hükümler dikkate alınarak düzenleme yapılıyor.
Buna göre, süre, hafta olarak belirlenmişse başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde bitecek.
Hak arama hürriyetinin daha etkin kullanılması amacıyla İcra ve İflas Kanunu’nun kanun yollarına başvuru bakımından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uyumunun sağlanması için düzenlemeye gidiliyor. Teklifle, tasdik veya ret kararına karşı borçlu ve tasdik duruşması sırasında itirazda bulunmuş olan alacaklılar, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yoluna, istinaf incelemesi üzerine verilen karara karşı da tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurabilecek.
İcra ve İflas Kanunu’na göre, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerince verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulmasına yönelik sürede düzenleme yapılıyor. Buna göre, bu kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilecek, temyiz yoluna başvurma ve incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılacak.
Bu düzenlemeler 1 Haziran 2024 tarihinde yürürlüğe girecek.
Terörle Mücadele Kanunu’nun “terör örgütleri”ne ilişkin düzenlemesi, Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliğe uyumlu hale getiriliyor.
Teklifle, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda Türk Medeni Kanunu’nda değişiklik yapılması öngörülüyor. Özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlanma kurumu değiştirilerek, ceza infaz kurumunda bulunma hali doğrudan doğruya kısıtlama nedeni olmaktan çıkarılıyor. Ergin kişilerin fiil ehliyetinin bulunduğundan hareketle iradeleri ön plana çıkarılarak kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan hükümlünün kısıtlanması esas olarak kendi isteğine bırakılırken, toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı bakımından hükümlünün kısıtlanması, kişiliğinin veya mal varlığının korunması kriterine bağlanarak bu konuda vesayet makamına takdir hakkı veriliyor.
Buna göre, kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği üzerine kısıtlanacak veya kendisine kayyım atanacak. Toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği bulunmasa dahi kişiliğinin veya mal varlığının korunması bakımından gerekli görülmesi halinde kısıtlanabilecek. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, hapis cezasının infazına başlandığını derhal vesayet makamına bildirecek. Vesayet makamı karar vermeden önce hükümlüyü dinleyecek. Kanun’un kayyımlığa ilişkin hükümleri, niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu düzenleme için de uygulanacak.
Anayasa Mahkemesi kararı gereğince Türk Medeni Kanunu’nda yapılan değişikliğe göre, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için aranan resmi sağlık kurulu raporunun temini amacıyla, yasanın “usul” başlıklı madde hükümlerine başvurulabilecek.
Anayasa Mahkemesi kararı bağlamında Türk Medeni Kanunu’nda yapılan değişikliğe göre, resmi sağlık kurulu raporunun alınabilmesini temin amacıyla kişinin vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle kıl, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilecek.
Kişiye gerekli tıbbi müdahaleler yapılabilecek ve gerektiğinde kişi, hekim ön raporu üzerine en fazla 20 gün süreyle sağlık kuruluşuna yerleştirilebilecek. Hekim ön raporu üzerine verilen yerleştirme kararı derhal ilgiliye ve yakınlarına bildirilecek. İlgili veya yakınları, bu karara karşı bildirimden itibaren 10 gün içinde denetim makamına itiraz edebilecek. Yapılan itiraz, kararın icrasını durdurmayacak. İtiraz, denetim makamınca ivedilikle karara bağlanacak.
Teklifle, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda hapis halinin devamı süresince vesayetin sona erdirilebileceği haller düzenleniyor.
Buna göre, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin hukuka uygun bir şekilde sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacak. Hapis halinin devamı süresince vesayetin sona erdirilmesi, toplam 5 yıldan az olan hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin isteminin bulunması ve toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazına bağlı olarak verilen kısıtlama kararları bakımından kişinin talebi üzerine kişiliğinin veya mal varlığının korunması sebebinin ortadan kalkması halinde mümkün olacak.
Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişikliğe göre, suçla daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla bir günlük adli para cezası alt tutarı 20 liradan 100 liraya, üst tutarı ise 100 liradan 500 liraya yükseltilecek. Bu düzenleme, 1 Haziran 2024’te yürürlüğe girecek.
Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri dikkate alınarak Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili müstakil bir suç olarak düzenleniyor. Buna göre, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek. Bu hüküm sadece silahlı örgütler hakkında uygulanacak.
Örgüt adına suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüt adına suç işleme cürümünden ayrı ayrı cezalandırılacak.
TCK’de belirtilen “devletin güvenliğine karşı suçlar ile anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar” bakımından, silahlı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişiklikle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin kapsamı genişletiliyor. Düzenlemeye göre, yakalama ve tutuklama işlemlerinin yanı sıra adli kontrol işlemlerine karşı da kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmayan kişiler, tazminat isteminde bulunabilecek.
Konutu terk etmemek veya uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tabi olmak ve bunları kabul etme şeklindeki adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen kişilerin, tazminat isteminde bulunabilmelerine imkan tanınıyor.
Koruma tedbirleri nedeniyle yapılacak tazminat istemlerinin kurulan Tazminat Komisyonuna yapılması öngörülüyor ve bu istemlerin idari başvuru yoluyla hızlı bir biçimde sonuçlandırılması amaçlanıyor. Böylelikle, yargılama yapılmasını gerektirmeyen tazminat istemleri hakkında kısa sürede karar verilmesi sağlanmış olacak. Bu hükümler 1 Haziran 2024 tarihinde yürürlüğe girecek.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında, sanığa yüklenen suçtan dolayı yargılama sonunda hükmolunan ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalacak. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade edecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde sanık, 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacak. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecek. Bu süre içinde 1 yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar verilebilecek. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı duracak.
Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşulu derhal yerine getirilmediği takdirde; mağdura veya kamuya verilen zarar, denetim süresince aylık taksitler halinde sanık tarafından ödenmek suretiyle tamamen giderilmesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecek.
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kalkacak ve davanın düşmesine karar verilecek.
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme hükmü açıklayacak. Mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebilecek. Açıklanan veya yeni kurulan hükme itiraz edilebilecek.
Kanunlarda kesin olduğu yazılı hükümler saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmesi halinde temyiz yoluna gidilebilecek. Karar ve hükümler, istinaf ve temyizde usul ve esasa ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden incelenecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, özel bir sisteme kaydedilecek. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde kullanılabilecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler, Anayasada koruma altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlara ilişkin uygulanmayacak.
Basit yargılama usulü ile ilgili yapılan değişiklikle, itiraz üzerine hükmü veren mahkemece dosya, o yerde birden fazla asliye ceza mahkemesi bulunması halinde tevzi kriterlerine göre belirlenen asliye ceza mahkemesine gönderilecek ve bu mahkemece duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam olunacak.
Tek asliye ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde ise aynı mahkemede yetkili başka bir hakim varsa bu hakim tarafından, aksi halde adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanınca görevlendirilen hakim tarafından duruşma açılacak ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunacak. Taraflar gelmese bile duruşma yapılacak ve yokluklarında hüküm verilebilecek.
Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılacak. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi halinde duruşma yapılmayacak ve itiraz edilmemiş sayılacak.
İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması halinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanacak.
İtirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilecek. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapacak ve kararını gereği için mahkemesine gönderecek. Bu hükümler 1 Haziran’da yürürlüğe girecek.
İstinaf ve temyiz başvuru sürelerinde uyum sağlanması amacıyla Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişiklikle de istinaf istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde yapılabilecek.
Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, yargı çevresi içerisindeki asliye mahkemelerinin hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına geliş tarihinden itibaren 2 hafta içinde başvurabilecek.
Cumhuriyet savcısı, istinaf yoluna başvurma gerekçelerini yazılı isteminde belirtecek ve bu istemler ilgililere tebliğ edilecek. İlgililer, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde bu husustaki cevaplarını bildirebilecek.
Teklife göre temyiz istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılacak. Beyan tutanağa geçirilecek ve tutanak hakime onaylatılacak.
Temyiz eden, hükmün neden bozulmasını istediğini başvurusunda göstermek zorunda olacak. Cumhuriyet savcısı da temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtecek. Bu hüküm 1 Haziran’da yürürlüğe girecek.