Salih Kurtboğan daha 17 yaşında, ailesinin 7 çoğundan birisi. Köyde herkes tarafından çok seviliyordu Salih. Çok sakin ve güler yüzlü bir çocuktu. Okuyup köyden cikacam benim okumaktan başka bir çarem yok demesi hale kulaklarımda. Babasının maddi durumu pek iyi sayılmazdı Salih’in. Evde hayvanları vardı okuldan sonra muhakak giderdi koyunların yanına. Dedim ya daha 17 yaşındaydı Salih, onun yaşında çocuklar oynar, eğlenir, dolaşır, yazın tadını çıkarır…
Ama onun öyle bir şansı yoktu Coğrafya kaderdir sözünün bu topraklardan hayat bulmuş haliydi. Mevsimlik tarım işçisiydi Salih, Yaz aylarında okullar tatil olduktan sonra yaşadığı köyden 50 kilometre uzaklıkta bulunan bir köye kardeşi ve akrabalarıyla birlikte sabahın erken saatlerinde gidip akşam güneş batana kadar tarlada 100 TL Yevmiye ile çalışırdı. Sabah erken kahvaltısı yaptı kulağı sağır olan annesine baktı seslendi ona işe gidiyorum deyip ablası ve kardeşi ile birlikte arabaya binip çalışacakları tarlaya gittiler. Hava sıcak sıcaklık 45 dereceyi geçmiş, yetkililer çocukların bu sıcaklıkta dışarı çıkması için uyarıda bulunurken Salih arkadaşlarıyla birlikte tarlada çalıyordu. Öğle saatlerinde yemek molasından sonra sıcak havadan dolayı serinlemek için tarlanın yanında bulunan su kanalına girmek istedi Salih ve arkadaşları. Yüzme bilmiyordu Salih ama hava çok sıcaktı arkadaşları suya girince o da girdi kanala. Serinleyecekti Salih hava çok sıcaktı çünkü. Bir daha çıkamadı oradan akıntıya kapıldı boğularak can çekişti. Sonra çıkardılar Salih’in küçük bedeni sudan. Haberde “Küçük bir çocuk serinlemek için girdiği suda boğuldu” diye girdi sadece. Hayat devam etti…