DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, DW Türkçe’ye verdiği röportajda Türkiye’nin yaşadığı politik ve sosyal sorunlara dikkat çekti ve özellikle Kürt meselesi ve demokratik normalleşme süreci üzerinde durdu. Kılıç Koçyiğit, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu “normalleşme” sürecinin çeşitli siyasi ve sosyal boyutlarını ele aldı ve özellikle Kürtlerle barışılmadan ülkede genel bir normalleşmenin imkanının olmadığını vurguladı.

Koçyiğit, Türkiye’deki siyasi mahpusların durumuna ve hukuksuzluklara dikkat çekerken, cezaevindeki siyasi mahpuslara yönelik çifte standart uygulandığını belirtti. İsmi genellikle anılmayan birçok siyasi mahpus olduğunu ifade eden Koçyiğit, Osman Kavala ve Gezi Parkı tutukluları üzerinden yürütülen tartışmaların yeterli olmadığını, Selahattin Demirtaş gibi diğer önemli isimlerin de sorunlarına dikkat çekilmesi gerektiğini söyledi.

Koçyiğit, AK Parti ile MHP ittifakının sadece kendi tabanını pekiştirme çabası içinde olduğunu, aynı zamanda muhalefete de belirli bir söylem sınırı çizdiğini ifade etti. Geçmiş dönemlerde muhalefetin bu sınırlar içinde kalarak siyaset yaptığını ve DEM Parti’nin genellikle dışlanan bir parti olarak kaldığını dile getirdi.

DEM Parti Grup Başkanvekili, CHP’nin kayyum politikaları hakkında izlediği yeni ve net tutumu takdirle karşıladıklarını belirtti. Bu durumun sadece DEM Parti için değil, Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile gerçekleştirilen yeni anayasa çalışmaları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Koçyiğit, AK Parti’nin bu konuda samimi bir yaklaşım sergilemediğini düşündüklerini, ancak kapıları tamamen kapatmamanın daha faydalı olacağını söyledi. Yeni anayasa tartışmalarının Türkiye’nin normalleşmesine katkı sunabileceğini ve bu süreçte atılacak adımların önemini vurguladı.