Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı: Eşit ve özgür bir yaşamı inşa etmek için mücadele edeceğiz « Gazete Baskın

23 Kasım 2024 - 22:07

Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı: Eşit ve özgür bir yaşamı inşa etmek için mücadele edeceğiz

Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı: Eşit ve özgür bir yaşamı inşa etmek için mücadele edeceğiz
Son Güncelleme :

21 Mayıs 2022 - 10:44

76 views

Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, Silopi, Elazığ ve Van’da katledilen kadınlara ilişkin Dağkapı Meydanı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya, Basın açıklamasını Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Berfin Polat okudu.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“15 Mayıs’ta, Şırnak’ın Silopi ilçesinde öldürülen Sakine Kültür’ün cesedine ulaşıldığı, maktulün işkence edilerek vahşice öldürüldüğü ve Silopi Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, Özel Harekat Ocakları Başkanı İbrahim Barkın isimli şahsın tutuklandığı basına yansıdı. Failin ifadeleri ve yapılan incelemeler sonucunda, Sakine Kültür’ün, fail İbrahim Barkın tarafından 4 yıl boyunca sistematik işkenceye maruz kaldığı ve Sakine Kültür’ün, maruz bırakıldığı bu insanlık dışı durumdan kurtulmak istediği için yine işkence edilerek katledildiği açığa çıkmıştır.

Yine Elazığ’da 6 aydır kayıp olan Remziye Apaydın’ın cesedinin toprağın 1,5 metre altında bulunduğu bilgisi basına yansımıştır. Daha sonra yetkililerce yapılan inceleme sonucunda benzer süreçler yaşayarak, bir çok şiddet türüne maruz kaldıktan sonra katledildiği anlaşılmıştır.

Bir gün sonra, Van’ın İpekyolu ilçesinde Suna Pek’in yıllardır sistematik şiddete maruz kaldığı, özel güvenlik görevlisi olarak çalışan eşi Yunus Pek tarafından katledildiği haberi basına yansımıştır.
Ve dün Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde E.T isimli erkek, boşanma aşamasında olduğu ve ayrı yaşadığı Şule A.T.’yi, sadece boşanmak istediği için katlettiği bilgisi yine basına yansımıştır.

Bu ülkede, kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri her gün katlanarak artmaktadır. Her gün işkence edilen, dövülen, öldürülen, tecavüz edilen, intihara ve fuhuşa zorlanan, kaybedilen kadınların haberlerini alıyoruz. Ve yine her gün idari ve yargısal süreçlerde ayrımcılığın, adaletsizliğin ve yeni şiddet biçimlerinin tekrar tekrar ortaya çıktığını okuyor, tanık oluyoruz.
Soruşturmaların etkin yürütülmediğini, yasaların uygulanmadığını ve cezasızlık politikasının, bu sistemin en kuvvetli “kadın kırımı” mekanizması olarak erkek-devlet anlayışını palazlandırdığını biz kadınlar görüyoruz.

Bugün tüm Türkiye’de yürütülen bu kadın kırımı politikaları; Kürt kentlerinde yıllardır daha pervasızca yürütülmüş, gelinen noktada oldukça kontrolsüz ve farklı bir boyut kazanmıştır. Kürt kadınları, sadece cinsiyet temelli değil, dili, ırkı, kimliğinden dolayı çoklu ayrımcılığa ve şiddete maruz bırakılmaktadır. Kadın ve Kürt düşmanı politikalar, toplumları kutuplaştırmakla kalmayıp, kentlerimizdeki resmi, gayr-ı resmi, paramiliter yapılar içerisindeki üniformalı, silahlı erkekler tarafından, devletten aldıkları cesaretle, düşmanca ve pervasızca, Kürt kadınlara karşı her türlü şiddeti uygulamakta ve bu anlayışlarını mahkeme salonlarında gerekçelendirerek savunmaktadırlar.. Siyasal iktidarın cinsiyetçi, ırkçı, yerli, milli, söylem ve uygulamaları kadınları açık hedef haline getirmektedir.

Yıllardır olagelen ve cezasızlıkla sonuçlanan tüm kadına karşı şiddet ve kadın cinayeti davalarından biliyoruz ki; savaş ve yıkımın gerçekleştiği coğrafyamızda, toplum kırımı gerçekleştirmek amacıyla, kadınlar, öncelikle hedef seçilmişlerdir. Yaşanan bu olayların münferit olmadığını ve tek bir failin tutuklanması ile son bulmayacağını, çeteci bir örgütlenme ile sistematik olarak üretildiğini biliyoruz. Bu kirli anlayışın bir devlet politikası olarak üretildiğini, faillerin göstere göstere idari ve yargısal tüm mekanizmalar tarafından korunduklarını, desteklendiklerini, sırtlarının sıvazlandığını biliyoruz.

Yaşam mücadelesi verirken, kendisine sistematik işkence yapan, şiddet uygulayan erkekleri, öldürmek zorunda kalarak meşru savunma haklarını kullanan kadınlar, ağır cezalarla cezaevlerine atılıyor. Sadece siyaset yaptıkları İçin binlerce kadın siyasetçi, aktivist, düşünce suçlusu hala hukuksuzca cezaevlerinde tutuluyor,, sistematik bir şekilde yapılan operasyonlarla kadın hak savunucuları yıldırılmaya çalışılıyor. Çıkarılan aflar, yapılan infaz yasası düzenlemeleriyle binlerce şiddet faili erkek serbest bırakılarak, kadına karşı şiddeti önleme konusunda göz boyamaya dönük yasal değişikliklerle toplum manipüle ediliyor.
Katilleri tanıyoruz, Katiller aramızda! Şiddet failleri aramızda!
Cezasızlık politikasıyla failliğe ortaklık eden bir devlet, bu şiddetin ve cinayetlerin suç ortağıdır.

 

Çocuk istismarcılarına af isteyen, kadınları ve kız çocuklarını kendilerine tecavüz eden erkeklerle evlendirme niyetinde olanlarla, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçilmesini isteyenler bu cinayetlerin suç ortağıdır.
Vatan- bayrak güzellemesi ile militarizmi ve Kürt-kadın düşmanlığını tırmandıran, hiç bir yasal düzenlemeye ve denetime tabi olmayan paramiliter yapılanmaların oluşmasına ön ayak olanlar bu cinayetlerin suç ortağıdır.

Musa Çitil’den, Musa Orhan’a isimleri değişen ama anlayışları aynı; kamu görevlisi olduğu için korunan şiddet faillerini yakından tanıyoruz. Her birine karşı hep beraber karakollarda, adliyelerde, meydanlarda ve sokaklarda gerçeği açığa çıkarma mücadelesi yürüttük.
Militarist ve eril anlayışın özel savaş politikaları ile kentlerimizde kadınları hedef almasını kabul etmiyoruz!

Eril hegemonyanın manipülatif yöntemleri ve tuzaklarıyla, kadınlara her türlü şiddetin reva görülmesini; kaybedilme, öldürülme, intihara yönlendirme/zorlanma gibi her an, beden ve ruh bütünlüğünün, yaşam hakkının tehdit altında olması hali ile yaşamayı kabul etmiyoruz!
Tüm bu politikalarla kadınların biat ettirilmeye çalışılmasının karşısında öfkeliyiz ve mücadelemizi kararlılıkla büyüteceğiz.

Güvenli ve şiddetsiz bir yaşam, en temel hakkımız! Eşit ve özgür bir yaşamı inşa etmek için, Toplumsal cinsiyet eşitliği için, dil ve kimlik haklarımız için mücadelemizi büyütecek, özel savaş politikalarını teşhir edecek ve asla vazgeçmeyeceğiz.”

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.