Saadet Partisi’nin Diyarbakır’da seçim startı verdiğini söyleyen, Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin, Teşkilat Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında Saadet Partisi’nin Diyarbakır’a verdiği önemi belirterek, “Partimiz, Güneydoğu’da seçimin startını Diyarbakır’da verdi. Teşkilat olarak genel seçimlere hazırız. Diyarbakır’da 4 Merkez İlçe ve 13 İlçemizde tam kadro insanımızla kucaklaşma, problemleri yerinde tespit ve çözüm için sahadayız.” dedi.
Ergin, gerçekleştirdiği basın toplantısında şu ifadelerde bulundu:
“BANKALARIN FAİZDEN ALDIĞI KAR, SENEDE YÜZDE 407’Yİ AŞIYOR”
“Herkese yeten tarımın ve hayvancılığın bitirildiği günümüzde haksız kazançlarla enflasyonu fiyat artışı olarak ifade eden iktidar, gerçek rakamları çarptırarak belirlediği TUİK oranının altında maaş farkını bile vermeyerek, aç olan ve istihdam edilmeyi bekleyen insanımızı müjde üzerine müjde vererek daha da ezmektedir.8500 TL Asgarî Ücretle çalışan insanımız, mutfak masrafını, kira bedelini, zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamazken, bankaların kredi kartlarına hayatını ipotek ettirme zorunda bırakılırken milyonlarca liraya ulaşan TOKİ Konutlarını nasıl alacak? Bankaların faizden aldığı kâr, senede %407’yi aşıyor, bu yetmezmiş gibi vatandaş ev için bankalar adres gösterilerek, sömürünün adresine yönlendiriliyor.”
“BANKALAR KAZANCA BOĞULURKEN, YARDIMA MUHTAÇ İNSAN SAYISI 10 KAT ARTTI”
“Hastayı tedavî etmeye mecbur olan doktorun ilaç yerine zehir vermesi düşünülemez. Bankalar %400 üzerinden kazanca boğulurken yardıma muhtaç insan sayısı dört kat değil on kat artmıştır.
Sadece kendine Müslüman, kendine adaletli olan İktidar cephesi AKP-MHP, iyi bilmelidir ki bu düzen böyle sürmez. Milletin ortak düşüncesi, kanaati, vicdanı Altılı Masa’da ete ve kemiğe bürünmüştür.
Doğu Perinçek, aldığı oy ortada iken, fikirlerinin iktidar olduğunu belirtmektedir. Kendileri olmazsa ülkenin uçurumdan yuvarlanacağını belirten iktidar, yirmi yıldan fazla sürede enkaza çevirdiği ülke yönetiminden utanmadan muhalefeti sorumlu tutmaktadır.
Ülkeyi yönettiğini belirten İktidar, koalisyon kurarken muhalefeti ülkeyi yönetememekle suçluyor. Siz, yirmi yıldan fazladır ne yaptınız? Neredeyse her şeyi sattınız, on yıl sonra bir şey kalmadı, bırakmadınız. Fabrika kurup işsizliği yoksulluğu önlemeniz gerekirken, bu ülke insanının vergisini betona, demire, asfalta gömerek yandaşlara aktardınız. Ayda yılda bir uçak inen hava alanında borçları, maaşları düşürerek ödediniz. Döviz üzerinden teminat verdiniz.”
Hayvancılık bitti. 1 Kilogram et, 180-200 TL civarında. Tarım bitti. Mercimek Kanada’dan, Buğday Ukrayna’dan, Zeytinyağı’ndan Soğana, Patates’e kadar Kuzey Suriye’den, Hayvan yemi, saman ithâl. Üretici her alanda sattığı fiyatla ürünü alamamakta.
Siz Almanya’nın, Fransa’nın, İngiltere’nin bizi kıskandığını söyleyen İktidara ne diyebilirsiniz? Her şeyi dış güçler mi yapıyor? Devlet, fabrika işletmez dediler, sattılar. Devlet, tarımla hayvancılık yapmaz dediler. Devlet bir baktık ki Kredi Tarım Kooperatifleriyle marketçilik, mahalle bakkaliyesi işine girdi.
“İNSANIMIZ AÇLIK SINIRININ ALTINDA BİR YAŞAM SÜRÜYOR”
“Bu denli kötü yönetime, yandaş şirketleri palazlandırmaya, yandaş medyaları, holdingleri beslemeye milletin vergisi artık yetmemektedir. Vatandaşın dayanacak gücü, kuvveti kalmadı. İnsanımız açlık sınırının altında bir yaşam sürüyor. Bunun için Ankara Merkez Yönetimimiz, İl Teşkilatı ve İlçe Teşkilatımızla sahadayız.
AKP, bu seçimlerde artık enkaz haline getirdiği ekonomiyi, kadrolaşmalarla partizanlığa dönüştürdüğü kadroları teslim ederek, bu ülkeyi yok etmekten vaz geçecektir. Ankara’da, İstanbul’da kaybeden AKP, kibrin, gururun zirvesinde bitmişlik sendromu yaşıyor.”