Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar,
Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ana yürütücülüğünde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen Take Off Girişim Zirvesi sona erdi. Selçuk Bayraktar, bugün Baykar’ın faaliyetlerini çok daha büyük bir ekiple sürdürdüğünü söyledi.
18 yıl önce savunma sanayiinde dışa bağımlılık oranının yüzde 85 olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“Savunma Sanayii Müsteşarlığı, İnsansız Hava Araçları (İHA) ile millileşmeyi sağlamak üzere ilk defa milli bir program başlatmıştı. Dünyada sadece 3 ülkenin geliştirebildiği Taaruzlu İnsansız Hava Aracı Akıncı 2019’da ilk uçuşunu yaptı. 2021’de de silahlı kuvvetlerin envanterine girdi şu anda 8 ülkeye ihraç edilmiş durumda, yoğun şekilde kullanılıyor. On binlerce saat uçtu ve ihracatı devam ediyor. 18 yıl önceki çekirdek büyüdü. Bugün tüm dünyaya nam salan İHA’lar oldu. Sizler inşallah bu çekirdeğinizdeki değerlerinizle, inancınızla, ruhunuzla çok daha büyük eserlere imza atacaksınız. Fergani uzay girişimimizdeki çalışmalarımız devam ediyor. 1,5 sene kadar oldu. Alçak yörünge uydular. Tabii biz dünyanın gittiği yere gitmiyoruz. Dünya şu anda daha çok Starlink 500-600 kilometre gidiyor. Binlerce uydu atıyorlar. Biz biraz daha ötesine. Bizim düsturumuz, herkesin gittiği yere değil de biraz daha farklı olmak. Bunu İHA’larımızda yaptığımız tasarımlarda görebilirsiniz.
Biraz geleceği önden görüp bugünden o geleceğin yarışına hazırlanmak oldu hep. Fergani de o yolda ilerliyor. Alçak yörünge takım uydular ve aynı zamanda yörünge transfer araçları üzerine çalışıyoruz. Biliyorsunuz fırlatma sistemleri sizi uzaya kadar çıkartıyor ve bir uzay yörüngesine, alçak bir yörüngeye bırakıyor. Ondan sonraki taşıma transfer aşamasını ya siz kendi yetki sisteminizle yapıyorsunuz ya da yeni bir konsept olan yörünge transfer araçları vasıtasıyla yapıyorsunuz. Bir anlamda atmosferdeki en gelişmiş platform olan Kızılelma’dan sonra…
Kızılelma medeniyetimizin tarihi bir ülküsü. Yani yaklaştıkça uzaklaşan bir hedef. İlk uçuşuyla birlikte Kızılelma biraz daha öteye gitti ve uzaydaki çalışmalarımıza 1,5 sene önce başladık. İnşallah 2025’te ilk uydumuzu uzaya göndermiş olacağız. Özel bir şirket olarak bu uyduyu tasarlamış olacağız ve küresel seyrüsefer sistemleri ve özel haberleşme uygulamaları üzerine çalışmış olacak. Tabii yine bu alanda uzay teknolojilerinde yörünge transfer araçları üzerine çalışıyoruz.
Kanser ve psikiyatri alanlarında araştırma yapmak üzere Canan Bayraktar Toplum Sağlığı Vakfı’mızı kurduk. Psikiyatri alanındaki çalışmaları geniş bir bilimsel ekip yürütüyor. Kendi öz kaynaklarımızla kurulan bir vakıf ve tümüyle insanlık yararına kanser ve psikiyatri alanında çalışmalar yürütmek maksadıyla kuruldu.”
Şu anda Baykar’ın 4 bin 500 kişilik bir aile olduğunu, 33 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Bayraktar, “2 bine yakın mühendis 2 bin 500’e yakın da teknisyen yol arkadaşımızla birlikte yürüyoruz.” diye konuştu.
Bayraktar, “Rahmetli babam yolun başından beri bizlerle birlikteydi. Annem de bizimle beraber çalışıyor. Annem İstanbul Üniversitesi iktisat mezunu. Bendeki yazılım tarafı biraz annemden geliyor diyebilirim. Babam da çok iyi bir mühendisti. Hayatını Türkiye’nin tam bağımsız ve güçlü olabilmesi adına milli teknoloji hamlesine, milli İHA’larımıza vakfetmiş bir insandı ben tüm gayretine şahidim.” dedi.
Selçuk Bayraktar, Türkiye’nin bilimde ve teknolojide kurucu babalar yetiştirmiş bir medeniyet olduğunu söyleyen Bayraktar, şöyle devam etti:
“Son yüzyıllarımıza baktığımızda, maalesef ne teknolojide ne bilimde kayda değer bir varlık gösteremedik ama bunun muhakkak dönüşmesi gerekiyor. Medeniyetimizin yürüyüşünün, adalet, merhamet, iyilik değerlerinin sesine dünyada şu anda çok büyük ihtiyaç var. Bu sesin daha gür çıkabilmesi için toplumsal bir seferberliği oluşturmaya kanaat getirdik. Bu maksatla Türkiye Teknoloji Vakfı’mızı kurduk. TEKNOFEST’in içinde de merkezinde, kalbinde teknoloji yarışmaları vardı. O teknoloji yarışmalarından yetişecek insanların faydasına eser geliştirecek genç yarışmacı kardeşlerimiz sonra kendi girişimlerini kurup insanlığa ve ülkemize faydalı eserler çıkaracaklar.
Zira mevcut düzen, dünyanın en büyük varlığına sahip dahi olsanız, mevzu Gazze’de bebeklerin, çocukların hunharca katledilmesine itiraz edenlerin sesini duyurmak olduğunda sesinizi kesebilir. Hastaneleri, kiliseleri, camileri, ibadethaneleri yıkmaya, eşi benzeri görülmemiş riyakarlıkla türlü gerekçeler de üretebilir. Hatta daha da ötesine geçip önünüze koreografisi milim milim kurgulanmış bir mizanseni oynamayı da şart koşabilir. Kim olursanız olun bunu size dayatabilir. Tarih boyunca insanın, düşüncenin, ifadenin, hakkın, hukukun hürriyetine kavuşması hep büyük bedeller ödenerek oldu.
Sanayi Teknoloji Bakanlığı’mız ile yürüttüğümüz DENEYAP projesi tüm yurdumuza yayıldı. 81 ilimizde binlerce, on binlerce öğrencimiz yetişiyor artık. Geçtiğimiz yıl 1 milyon öğrenci başvurdu sadece yarışmalara. Bu artık açık ara bir rekor. İlk yıl 20 bindi. 20 bin bile çok büyük bir sayıydı yarışmalara başvuru açısından. 20 bin, 50 bin, 200 bin, 600 bin ve 1 milyon oldu. Bu anlamda Türkiye’nin tam bağımsız ve müreffeh yarınlarına baktığımızda çok büyük bir dip dalganın müjdesini veriyor bizlere. 10. TEKNOFEST’i inşallah Anadolu’da düzenliyor olacağız.”