Tarih 5 Haziran 2015, Türkiye’de seçim havasının son günleri. O gün Halkaların Demokratik Partisi, seçime iki gün kala Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda “Barajları Yıkmaya Geliyoruz” şiarıyla final mitingini Diyarbakır’da gerçekleştirdi.
Diyarbakır halkı normal mitinglerden farklı olarak bu mitinge Newroz havasıyla bakıyordu anlayacağınız. Sabahın erken saatlerinde alan küçük olsada on binlerce yurttaş alanı tıklım tıklım doldurmuş HDP Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’ın konuşma yapmasını dört gözle bekliyordu. O zamanlar ben daha lise öğrencisiydim. Bütün okul arkadaşlarımla birlikte alana gitmiştik halaylar çektik, oynadık, sloganlar artık tabi.
O dönem ülkenin siyasi atmosferi baya karmaşıktı, ülkenin her tarafında bombalar patlıyor, insanlar ölüyor herkes ne olduğuna anlam bile veremiyordu. Böyle bir siyasi atmosferde HDP’nin de Diyarbakır mitinginde bombalı saldırıları gerçekleşti. HDP Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş tam sahneye çıkıp konuşmaya başlayacaktı ki birden patlama sesleri geldi. Alana önceden yerleştirilen iki ayrı bomba ard arda patladı. Bir kaç dakika önce halaylar çekilen, sloganlar atılan alan adeta savaş alınan dönmüştü. Çoşkunun yerini öfke ve kan almıştı. Herkes alanda çıkmaya çalıyor, o anlık panikle bir birbirlerini eziyordu. En tuhafı Güvenlik Güçleri insanlara yardım etmesi gerekirken alandan çıkmaya çalışan insanlara tazyikli su ile karşılık vermesiydi. Konuşmasını yapamayan Selahattin Demirtaş ise sahnede hiç beklemeden halkın arasına germiş, yeni bir bomba patlar mı? Düşüncesine kapılmadan göz yaşları içinde bombaların patladığı yere koştu. Bombalar patladı, saldırıyı düzenleyenlerin ismi açıkladı ama yargılanan hiç kimse olmadı. Ne oldu biliyor musunuz? Beş yurttaş hayatını kaybetti Dört yüzün üzerinde vatandaş ise yaraladı.