Türkiye’de 2016 yılında yaşanan darbe girişimini kendi lehine çeviren iktidar tüm muhalif kesimleri hedefine almıştır. Binlerce emekçi hukuksuz bir şekilde ihraç edilmiş, HDP’li tüm belediyelere Kayyum atanmış, belediye eşbaşkanları tutuklanmış kadın mücadelesi veren kadın aktivistlere göz dağı vermek için gözaltı ve tutuklamalarla mücadeleden uzaklaştırma politikasını en sert şekilde sürdürmüştür. İktidarın hergün biraz daha şiddet dozunu artırdığı nefret diliyle beraber halklar kutuplaşmakta kin öfke ve düşmanlık oranı da artmaktadır.
HDP ve Kürt kimliğine yönelik kullanılan bu şiddet dilini İzmir’de HDP il binasına yapılan saldırı sonucu katledilen Deniz POYRAZ ve Türkiye’nin bir çok ilinde kürt halkına yapılan ve ölümlerle sonuçlanan faşizan saldırılardan iyi biliyoruz. Kolluk kuvvetlerinin iktidardan aldığı güç cesaret ve yetki ile Kürt coğrafyasında, Kürtlerin bulunduğu her yerde pervasız ve insanlık dışı tutumlarını biliyoruz.
Kolluk kuvvetleri üstlerinin talimatları doğrultusunda dün HDP genel merkezinin önüne Diyarbakır’dan iki aileyi götürüp orada provokasyon girişiminde bulunarak HDP binasına saldırmıştır. HDP milletvekili ve aynı zamanda HDP kadın meclisi sözcüsü Ayşe Acar Başaran kolluk kuvvetlerinin sözlü şiddetine maruz kalmıştır. HDP milletvekili ACAR, halk iradesidir. Anayasanın 8. Maddesine göre TBMM’de milletvekili seçildikten sonra seçildikleri bölveya kendilerini seçenleri değil, bütün halkları temsil ederler. Dolayısıyla bu tehdit basit bir tehdit olmayıp halk iradesine yapılan bir tehdittir. Milyonlarca halkı temsil eden bir iradenin maruz kaldığı şiddet dilini asla ve asla kabul etmiyoruz. Halkın güvenliğini sağlamakla mükellef olan kolluk kuvvetlerinin, tüm gücünü halka şiddet uygulayarak kullanmasına müsaade etmeyeceğiz.
Buradan iktidara bir kez daha hatırlatuyoruz. Farklı Siyasi partilere, ötekileştirdiğiniz kesimlere ve kadınlara yönelik şiddetin yolunu daha fazla açıp hedef göstermekten derhal vazgeçin. Siyasal anlayışlara, kişilere muhaliflere yapılan tehdit nefret ve şiddet dilinin cezasızlık politikalarından kaynaklandığını biliyoruz. Bu dil, nefret ve tavırla kadına yönelik şiddete çanak tutan kolluk görevlisine soruşturma başlatılarak derhal görevden alınmalıdır
İktidara buradan bir kez daha sesleniyoruz. Irkçılık faşizm, kan ve gözyaşı üzerinden siyaset yapmanıza izin vermeyeceğiz. Gün tüm halkların birleşip barışı savunma günüdür. Gün kadın kırımına karşı kadın mücadelesini yükseltme günüdür.
Yaşamı inşa eden biz kadınlar gücümüzü örgütlülüğümüzden ve kadın dayanışmasından alıyoruz.
Tüm kadın kazanımlarımıza hep birlikte sahip çıkıyor, demokrasi, hukuk adalet ve barış mücadelesini büyütme noktasında kararlılığımızı yineliyoruz.
Toplumsal muhalefet ve demokratik siyaset susturulamaz!
DİCLE AMED KADIN PLATDORMU
